Gündem

İstanbul Adliyesi önündeki çatışmadan sonra tutuklanan avukat Didem Baysal Ünsal tahliye edildi

Loading...

Abone Ol

Haber: GAYE ŞEYMA CAN

(İSTANBUL)- İstanbul Adliyesi önünde 6 Şubat’ta çıkan çatışmadan sonra yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan ve hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 10 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan avukat Didem Baydar Ünsal tahliye edildi.

Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi polis noktası yakınlarında çıkan çatışmada teröristler Emrah Yayla ve Pınar Birkoç öldürülmüş, kurşunların isabet ettiği Dilfiraz Karataş isimli sivil vatandaş yaşamını yitirmiş, 3'ü polis 5 kişi de yaralanmıştı. Olaydan sonra düzenlenen operasyonlarda aralarında 4 avukatın da bulunduğu 34 kişi gözaltına alınmıştı. Soruşturma kapsamında tutuklanan Didem Baydar Ünsal hakkında da "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 10 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi. İddianame, İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dosya ile birleştirildi. Baysal, dün ilk duruşmada hakim karşısına çıktı. 

Ünsal'ın örgüt hükümlülerini cezaevinde ziyaret ettiği ileri sürüldü

İddianamede, 6 Şubat'ta İstanbul Adliyesi'ne yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırı olayı anlatıldı. İddianamede Ünsal'ın, soruşturma kapsamında örgüte ait olduğu iddia edilen Halkın Hukuk Bürosu'na yönelik olay günü gerçekleştirilen operasyonda yakalandığı kaydedildi. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan hükümlü örgüt üyelerinden P.Ö.O., N.A. ve C.Ö.'nün ifadelerinde Didem Baydar Ünsal hakkında beyanlarının bulunduğu, bu beyanlara göre Ünsal'ın, örgüt hükümlülerini cezaevinde ziyaret ettiği ve örgüt talimatlarını ilettiği ileri sürüldü.

1 yıl tutuklu kalmış

Didem Baydar Ünsal, iddianamede yer alan ifadesinde; 2017 yılında eşi ve birçok avukat arkadaşıyla birlikte 'örgüte yardım' suçundan soruşturma geçirdiğini, yaklaşık bir yıl kadar tutuklu kaldığını, yargılandığı dosyadan hüküm giydiğini ve yaklaşık 2 yıl 9 ay kadar da hükümlü olarak cezaevinde kaldığını, 2023 yılı kasım ayında tahliye olduğunu belirtti.

"Emrah Yayla'yı cezaevinde sadece 1 kez ziyaret ettim"

Ünsal, ifadesinde; Çağlayan Adliyesi'ne yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırı olayını haberlerden duyduğunu, Emrah Yayla'nın vekaletinin kendisinde olduğunu ancak sadece bir kez Kırıkkale F Tipi cezaevinde bulunduğu sırada avukatlık mesleği kapsamında ziyaret gerçekleştirdiğini, başka herhangi bir dosyasında veya aşamalarda avukatlık mesleği kapsamında işlem gerçekleştirmediğini, Pınar Birkoç'un da vekaletinin bir avukat arkadaşında olduğunu, avukat arkadaşının yetki belgesiyle Pınar Birkoç ile Düzce T Tipi cezaevinde bulunduğu sırada hak ihlalleri ile ilgili bir kez görüştüğünü, bunların dışında her iki şahısla da herhangi bir irtibatının olmadığını belirtti.

"Örgüt talimatıyla ilgisi yok"

Avukat Ünsal, gözaltına alındığı adresin avukat meslektaşı Seda Şaraldı'nın işyeri adresi olduğunu ve ziyaret amaçlı orada bulunduğunu ifade etti. Hakkında uygulanan gözaltı kararının haksız olduğunu belirten Ünsal, gözaltı işlemleri sırasında kendisine işkence uygulandığını iddia ederek, protesto amaçlı sadece su ve şeker tükettiğini, herhangi bir direnme eyleminde bulunmadığını, kolluk ifadesinde susma hakkını kullandığını, hazırlanan evrakların da uygun şekilde hazırlanmadığını düşündüğü için hiçbirini imzalamadığını ve bunların örgüt talimatıyla da bir ilgisinin olmadığını ifade ederek üzerine atılı suçlamayı kabul etmedi. Mahkeme, avukat Ünsal hakkında tahliye kararı vererek duruşmayı erteledi.

"Avukatlık faaliyetleri suçlamaya yeter görülmüştür"

Duruşma öncesinde bir grup avukatla açıklama yapan avukat Ezgi Önalan, meslektaşlarının hiçbir delil olmadan ve haklarında yakalama kararı da bulunmadan gözaltına alındığını belirterek şöyle konuştu:

"Soruşturma konusu ile ilgili olarak dosyada meslektaşlarımıza yönelik somut tek bir iddia bulunmazken yapılan bu büro baskınının, avukat gözaltılarının ve tutuklamaların yalnızca meslektaşlarımız ve mesleğimizle ilgili bir algı oluşturmaya, avukatları kriminalize etmeye yönelik bir hamle olduğunu biliyoruz. Öyle ki meslektaşlarımızı tutuklamak için başka bir gerekçe, somut bir delil dahi bulamayanlar yargılama sürecinde 'El konulan dijital materyallerin incelemesinin tamamlanmadığı' bahanesiyle tutuklama kararı vermişlerdir. Meslektaşlarımızdan şimdiye kadar yalnızca Didem Baydar Ünsal hakkında iddianame düzenlendi. Didem Baydar Ünsal hakkında düzenlenen iddianamede yine operasyon konusu eylem ile ilgili bir ilişkilendirme yapılmamış; dijital materyal incelemelerinde herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır. Soruşturmayı yürüten savcılık, avukatları kriminalize ederken başı sıkışınca başvurduğu hukuksuzluğu burada da uygulamış ve tek delil olarak bir gizli tanık beyanıyla dava açılmıştır. Gizli tanık beyanlarında sayılan 'yalnızca Halkın Hukuk Bürosunda çalışmak ve hapishanede müvekkillerini ziyaret etmek' gibi avukatlık faaliyetleri suçlamaya yeter görülmüştür"