ABB Başkanı Mansur Yavaş, SGK ve vergi borcu iddialarına ilişkin belediyenin konferans salonunda basın toplantısı düzenledi. İlçe belediye başkanlarının da katıldığı toplantıda belgeleri dev ekrana yansıtarak sunum gerçekleştiren Yavaş, SGK borcu tartışmaları ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın açıklamalarına tepki gösterdi. Yavaş şöyle konuştu:

"İleri sürülen Sosyal Güvenlik Kurumu borçları iddialarıyla ilgili cevap vermek, açıklamalarda bulunmak için sizlerle bir araya geldik. Son günlerde yapılan bu açıklamalardaki amacın tamamen halkın umudu haline gelen CHP'li belediyeleri itibarsızlaştırmak ve suni gündem olduğunu düşünüyorum. Sayın Bakan, müflis tüccar gibisiniz. Eski defterleri karıştırıyorsunuz. Yönetemiyorsunuz, suçu başka yerlere atıyorsunuz. Ama unutmayın ki bu sorun sadece CHP'li belediye başkanlarının değil ülkedeki tüm belediyelerin aynı şekilde başkanların sorunudur. 31 Mart'ta iktidarın aldığı ağır yenilgi ortadaki anket sonuçları ve ekonomide önleyemedikleri kötüye gidiş nedeniyle özellikle gündem değiştirerek belediyeleri hedef göstermeye başladılar. Bakın sadece borçlu olan ilk beş belediyeyi açıklamışlar. Neden il 20, 50 ya da tamamı değil? Açıklamalara bakıyoruz Sosyal Güvenlik Kurumu'nun mali dengesindeki bozulmanın ve buna bağlı olarak da yıllarca çalışıp her kuruşunu hak ettiği halde insanca yaşamasına yetecek bir emekli maaşı alma hakkı gasp edilen emeklerimizin düşürüldüğü bu durumun sorumlusu adeta CHP'li belediyelermiş gibi hadsiz ve yersiz bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.

"Biz belki Türkiye'de ilk defa mali durumumuzu tablolarımızı Sayın Bakan açıklama yapmadan önce de paylaşıyorduk"

Geçtiğimiz dönemde ABB EGO'yu ve ASKİ'yi iflas ettirmek için beş yıldır her şeyi denediler. Her yolu denediler ama başaramadılar. Başaramadıkları gibi insan öncelikli yönetim tarzımızı benimseyen Ankara halkı bize engel olmak isteyenlerin suratına yüzde 60'ın üzerinde bir oyu adeta çarparak ders verdi. Ancak anlıyoruz ki ders almamışlar. Yine belediyelerin üzerinden yüklenmeyi sürdürüyorlar. Biz her zaman Ankaralı hemşehrilerimizin ihtiyaçlarını önceledik. Hiçbir zaman çılgın ve çöp projelere para harcamadık. Başkentlerin soğuk kış günlerinde evlerin ısınmasını, çocuklarınızın protein alarak büyümesini, emeklerimizin refahını, pandemide esnafın bütçesini, 6 Şubat'tan sonra uzanacak bir elin varlığına ihtiyaç duyan depremzede ailelerimizi ve ülkemizin aydınlık yüzleri olan öğrencilerimizi düşünerek projelerimizi hayata geçirdik. Ancak göreve geldiğimizde önceki yönetimin gerçekçi olmayan çöp projeleri nedeniyle oluşan borç yüküyle karşı karşıya kaldık. Ve bu durum elbette bizim için ciddi mali zorluklar yaşattı. Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın yaptığı açıklama da bahsedilen SGK borç tutarı Ankara Büyükşehir iştiraklerinin borcudur. Peki bu borç neden olmuştur? Bu iştirakler biz göreve geldiğimizde ne durumdalardı? Şimdi ne durumdalar? Öncelikli olarak tekrar vurgulamak isterim ki biz şeffaf yönetim anlayışımız gereği her zaman faaliyet raporlarımızdan mali raporlarımıza kadar her şeyi isteyen herkesin ulaşabileceği bir şekilde yayınladık. Yayınlamaya da devam ediyoruz. Biz belki Türkiye'de ilk defa mali durumumuzu tablolarımızı Sayın Bakan açıklama yapmadan önce de paylaşıyorduk. Yeni bir bilgi gibi açıklamaların ardındaki siyasi nedenleri herkes biliyor. Biz bu mali durum raporunu 31 Aralık 2023 sonunda hazırlayıp bütün belediye meclis üyelerimize dağıttık. Zaten web sayfamızda bunlar açıklanıyor. Kitapçıklardaki tabloya baktığınızda göreceksiniz ki ABB mali durum raporunda borçlarımızın miktarı 1.774 milyon 411 bin dolar dolar azalmış. Yani ABB ANKA Park gibi ucube paralar verilen bir tesisten kaynaklanan borcun tamamını ödedi. Şöyle ki; bu kredilerin birçoğu daha önceki dönemde biz göreve gelmeden iki üç yıl önce çekilmiş, bunların ilk ödeme tarihi bir kuruş ödenmeden seçimi kaybedeceklerini tatmin edecekleri için yeni yönetimi sırtına sarılmış, çok yüksek faizli borçlardı. Bunların tamamını ödedik. Ve SGK borçlarının da 84 milyon 501 bin dolar olarak arttığını açıkladık. 

Bu artışın birçok sebebi var. Yani Ankara Büyükşehir'in borçları 1.8 milyar dolar azalırken, SGK borçlarının artmasının da tabii ki sebepleri var. Ülke ekonomisinin durumu ortada. Aslında düşünseler biz kendilerine yardımcı oluyoruz. Biz bu zor durumda vatandaşın en azından iktidarın bozduğu ekonomide daha fazla ezilmemesi için bu hayati olan ulaşım, su gibi rakamları çok aşağıda aşağıda tutuyoruz. Ancak biz bunu siyaset malzemesi yapmadık. Vatandaş ulaşımını ucuza karşılasın, biz sübvanse ederiz dedik. Zaten bütün dünyada durum böyle. Peki biz bunları hangi kaynakla yapacaktık? Dolaylı olarak sigorta primleri geciktirildi. Biz bu kaynakları sosyal desteklerle, pandemi döneminde, 6 Şubat depreminden sonra ve EYT'de emekli olanların kıdem tazminatını ödemek için kullandık. Kredi çekmek istedik. Meclis'te izin vermediler. Oysa bütün belediye başkanları pandemi ve deprem nedeniyle ki önümüzdeki yılın bütçesi kasım ayında yapılır. Kasım ayında ne EYT'lilerin emekli olacağı belliydi ne de 6 Şubat depreminden hiç kimsenin haberi yoktu. Dolayısıyla bütçe kaleminde böyle rakamlar yoktu. Kendileri kredilerini çektiler, biz Meslis'e götürdüğümüz zaman önce reddettiler, ben veto edince tam 13 ay müddetle bu kredi seçimlere kadar maalesef ertelendi.

"Bu halkçı, sosyal belediyeciliktir"

Belediyemizin gelirleri nereden nereye gelmiş bunu da göstermek istiyorum. Daha önce pahalı vatandaşa hizmet ettikleri için belediyemizin gelirleri 2010 yılında 2.20 milyar idi. 1.147 ile 31.12 tarihi itibarıyla kapattık. Adeta yüzde 50 oranında belediyenin gelirleri gerek merkezi idareden gelen gelirler düşmüştür reel anlamda ayrıca halka ucuz hizmet edilmesi nedeniyle bu gelirlerimiz azalmıştır. Konut su 1.6 dolara bizden önceki dönemde su satılıyor. Ocak 2019'da 0.94'e Mustafa Tuna döneminde düşürüldü. Temmuz 2024'te şu anda 0.73 dolar. Hal böyleyken belediye meclisine kanunsuz bir teklif getirmek suretiyle bunun da yarıya indirilmesini istediler. Sanki kamunun yaptığı, devletin yaptığı, iktidarın tekelinde olan rakamlar elektrik, akaryakıt gibi gelirler sanki hiç artmadı onları indirmek yerine belediye meclisinde su fiyatının yarıya indirilmesini istediler. Mahkemeye başvurduk ve mahkemeden iptal ettirdik. Eğer biz de onlar gibi suyu pahalı satsaydık şu anda 1.7 milyar dolar daha fazla gelir elde edecektik ki bu da 56 milyar liraya tekabül etmektedir. Bu halkçı, sosyal belediyeciliktir.

"EGO'yu iflas ettirmek istediler"

EGO biletleri yine 1 dolara satılmış halen 15 lira daha yeni 21 liraya çıkarıldı. Yarı fiyatına satıyoruz. Biz EGO'dan bugüne 730 milyon dolar sübvanse ettik. Ayrıca halk otobüsü ve dolmuşçu esnafa da 23 milyon dolar yani 24 milyar lira 25 milyar liraya yakın parayı sübvanse ediyoruz EGO'dan. Bunu sosyal belediyecilik ilkesi gereği yapıyoruz. Hal böyleyken ne yaptılar? Bizim otobüslerimizin yüzde 82'si sıvılaştırılmış doğal gazdır. CNG olarak geçer. Bu rakam 2.74 iken şu anda 20 lira oldu. Bir ara 24 liraya çıktı. Aylık 250-300 milyon lira bize fatura gelmeye başladı. Bizi nasıl değerlendirdiler biliyor musunuz? Özel şirketler, ticari şirketler gibi değerlendirdiler. Bir düzenleme yaparak aylık 300 bin metreküpün üzerinde tüketenlerin rakamlarını arttırdılar. Biz EPDK'ya yazı yaptık. Başkent Gaz'a yazı yazdık. Enerji Bakanlığı'na, BOTAŞ'a hepsine yazı yazdık. Mahkemeye de verdik ancak sonuç alamadık. Biz ticari şirket değiliz dedik. Bu halkın ucuz taşınmasını sağlayan bir kuruluşuz. Lütfen bizi buradan istisna tutun dememize rağmen maalesef sonuç alamadık. Bu da yetmedi.

EGO'yu iflas ettirmek istediler. Nasıl iflas ettirmek istediler onu da göstereyim. Metro kesinti farkları eğer Sayın Mustafa Tuna dönemindeki sözleşme devam etseydi bizden beş yıl içerisinde 124 milyon lira tahsil edilecek. Şu ana kadar reel olarak 5.75 milyar TL tahsil edilmiş ve Çayyolu'nun borcu bitmiştir. Çayyolu metrosunun borcu bitince bu sefer Keçiören-Gar uzatmasının kesilmeye başladı. 2023 nisan ayında hizmete girdi. Dört aydır kesinti yapıyorlar. Dört ayda 720 milyon 202 bin lira para kesildi bizden. Bunlar maç oynanırken kural değiştirdiler. Belki Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin CHP kazanmasaydı bu uygulamayı yapmayacaklardı. Aynı şey İstanbul Belediyesi için de söz konusudur.

"Algı operasyonu yapıyorlar"

2019'da 16 milyon 900 bin lira Ankara Büyükşehir'in sigorta borcu vardı. Şu anda sıfır. EGO'nun 5 milyon 180 bin vardı. Şu anda sıfır. ASKİ'nin 3 milyon 500 bin bu tabi 2019 rakamları şu anda borcumuz yok sıfır. Şirketler biz devraldığımızda 81 milyon dolar borcu var. Şu andaki borcumuz 174 milyon dolar, 5 milyar 571 bir milyon lira. Sanki biz hiç para ödemedik gibi ifade ediyorlar. 2019 ile 2024 arasında da aynı zamanda bu ödediklerimiz dışında 4 milyar 333 bin 892 lira SGK prim ödemesi de yine Ankara Büyükşehir tarafından yapılmıştır. Belediyeleri sayarken en borçlu belediyeler CHP diye yalan söylüyorlar. Keçiören Belediyesi, bir şirket 2 bin 850 çalışanı var. Sigortalı başına düşen 456 bin lira. Biz de 16 şirket 30 bin çalışan var. Dışarıya iş yapan şirketlerimizin hiçbir yere borcu yok. Sigortalı başına düşen 190 bin lira. Mamak Belediyesi, iki şirketi var. 296 milyon lira borcu var. Gölbaşı Belediyesi, 272 milyon lira borcu var, bir şirketi var. Kahramankazan'ın bir şirketi var 241 milyon lira SGK'ya prim borcu var. Şimdi bunları CHP'li belediyeler sınıfları içerisine koyuyorlar ve algı operasyonu yapıyorlar.

2022 yılı Sayıştay denetim raporu. Şu anda 2023'ü açıklamıyorlar. 2023'ü açıklasalar yine aynı sonuçlar çıkacak. Sosyal Güvenlik Kurumu 2022 yılı Sayıştay denetim raporunda 2022 sonuna kadar toplam bin 567 tane taşınmaz almış. Yani alacaklarına karşılık almış. Bunların içerisinde hizmet gereği alınanlar olsa da çoğu taşınmaz satılıp SGK'ya gelir elde edilmek için alınmış. Bunları kimlerden alındığını biliyorsunuz. Cumhur İttifakı belediyelerinden almıştır. 

"Milleti kandırmayın"

2022 yılındaki denetim raporuna gelince sosyal sigortalar kurumunu tüm gelirinin belediyelerin bütün borcu sadece yüzde 4'tür. Yani kalkıp tüm gelirlerinin yüzde 4'ünü Türkiye'deki bütün belediyeler nedeniyle emekliye maaş ödemiyoruz. Zam yapamıyoruz tamamen yalandır. Beceriksizliklerini 31 Mart sonunda ortaya çıkan bu tablo nedeniyle intikam almak için algı yönetimi yapmaktadırlar. Yine sadece gelirlerini yüzde 4'ü değil bu arada da aynı yıl SGK'nın 362 milyar lira alacağı var. Kimden bu alacaklar? Yandaş şirketlerden, parasını alamadıkları şirketlerden. Bunları niye açıklamıyorsunuz? Yani sadece hesap ettiğiniz zaman alacağınız yüz birimin yüzde 10'u belediyelerden. Peki yüzde 90'ı kimden? Hani emekliye zam yapmıyorsunuz ya yüzde 90 kimler? Yüzde 90'ı alacağınız kimlerden? Niye almıyorsunuz? Niye icraya vermiyorsunuz? Bunu sormak bizim hakkımız değil mi? 96 milyar lira bu yıl açıklanan Çalışma Bakanı açıkladı. Biz emekliye zam yapamıyoruz diyorlar. 16 milyon emekliye bölse bu 96 milyar lirayı bir yıl boyunca sadece bir kilogram et parası yapıyor. Yalan söylemeyin, emeklinin hakkını verin. Zaten biz sosyal destek isteyenlere ve bize başvuran emeklilere üç yıldır zaten birer kilo et parasını veriyoruz. Kandırmayın milleti.

"Sayın Bakanı bu kanunu yerine getirip tüm prim alacaklarının kimden olduğunu açıklamaya davet ediyorum"

Irak ve Suriye'nin kuzeyinde 6 terörist etkisiz! Irak ve Suriye'nin kuzeyinde 6 terörist etkisiz!

Televizyon programında Bakan 2024 Mart ayı itibarıyla bin 402 belediyenin bin 307 tanesinin prim borcu bulunduğunu belirtti. Peki bunlar kimler? Şimdi CHP'li belediyelere atıyorlar suçu. Bin 402 belediyeden 975'i Cumhur İttifakı belediyeleridir. Durum ortada. CHP belediye sayısı ise 251'den 412'ye çıkmıştır. Yani yeni geçen belediyelerin prim borcunu da eskiden kalan borçları da CHP'li belediyelerin sırtına sarıyorlar. Bu ne kadar adaletlidir ne kadar ahlaka uygundur Ankaralı hemşehrilerimizin ve bütün Türkiye'nin takdirine sunuyorum.

Bir kanun çıkartmışlar 2006 yılında. Bu kanuna göre diyorlar ki Sosyal Güvenlik Kurumu'na prim borcu olan işverenlerin kamuoyuna açıklanacağına dair kanun çıkarmışlar. Ve bunu da bir yönetmeliği var. Bunlar yılda iki defa açıklanır diyor. 2016'ya kadar açıklamışlar. 2016'dan 2024'e kadar niye açıklamadınız? Bu kanun emri. Niye açıklamadınız? Niye açıklamadınız biliyoruz. Yandaş şirketlerden tahsil edemediğiniz ortaya çıkacaktı değil mi? Kendi belediyelerinizden tahsil edemediğiniz ortaya çıkacaktı değil mi? Peki kanun burada. Şimdi niye tamamını açıklamıyorsunuz? Ben Sayın Bakanı bu kanunu yerine getirip tüm prim alacaklarının kimden olduğunu açıklamasını bekliyorum, açıklamaya davet ediyorum.

"Emeklilerin soktuğunuz dar boğazın sorumlusu CHP'li belediyeler değil. Bizzat sizsiniz Sayın Bakan"

Ülkeyi de yönetemiyorlar. SGK'yı da batıramıyorlar. Şimdi durup durup eski dönemde SGK'yı batırdınız dediler değil mi? 22 yıldır siz idare ediyorsunuz. SGK'yı batırmak yerine yerin dibine gömmüşsünüz. Bu ortada. Yüzde 90 alacak kimde? Bu işin siyasi olduğu o kadar belli ki bakın biz basın toplantısı yapacağız deyince SGK herkese mesaj attı. Yani Sayın Bakan kaç defa televizyona çıktı. Hiç mesaj attığını gördünüz mü? Amaç nedir? Amaç sadece suçu CHP'li belediyelerin üzerine atmak. Sayın Bakan şöyle diyor; 'Emeklerin durumu ne olacak? Gençlerin durumu ne olacak' Sayın Bakan aynı programda sosyal güvenlik sistemimizin sürdürülebilmesi, emeklerimize daha iyi aylıklar verilebilmesi, vatandaşlarımızın daha iyi sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi ve daha birçok şey belediyelerin prim borcuna bağlıymış gibi bir tablo çizmeye çalıştı. Bu insanımızın aklıyla dalga geçmektir. Emeklilerin soktuğunuz dar boğazın sorumlusu CHP'li belediyeler değil. Bizzat sizsiniz Sayın Bakan.

"İlk seçimde göreceksiniz bunun da cevabını mutlaka sandıkta alacaksınız ve mutlaka iktidar değişecektir"

Sayın Cumhurbaşkanı da Meclis'te emeklilere para verilmesini istiyorsanız söyleyin prim borçlarını ödesinler diyor. Sizin borcunuz. Büyük çoğunluğu sizin borcunuz. Yani Keçiören Belediyesi'nin borcu şu anda CHP'nin borcu diyebilir misiniz? Ödememişsiniz. Hiçbir işlem yapmamışsınız. Şimdi kalkıp bunu 31 Mart'ta halkın iradesini kabullenmediğiniz ortada CHP'li belediyelerin üstüne sarıyorsunuz. Bir de bu yılı emekliler yılı ilan ettiler. Gerçekten tarihe ibret vesikası olarak geçecek. Seçimleri belediyeler yüzünden kaybettiğinizi biliyorsunuz. Bundan sonra da artan 412 belediye nedeniyle yine önümüzdeki ilk seçimi kaybedeceğinizi biliyorsunuz. Bunun bir tek çaresi şunu anlıyorsunuz; belediyelerin kötüleyelim. İlk seçimde göreceksiniz bunun da cevabını mutlaka sandıkta alacaksınız ve mutlaka iktidar değişecektir.

"Alacağımız var. Ödemiyorlar"

Çevre Bakanlığı'ndan bizim alacağımız var. Şu andaki rakam 1 milyar 325 milyon. Ödemiyorlar. Çalışma Bakanı'na söylüyorum. Takas yapalım. Mahsup edelim. Alacağınızın dörtte birini hemen almış oluyorsunuz. Yine Milli Savunma Bakanlığı’nca kullanılan arazimiz var. 433 milyon lira değer biçtik. Onu da size vermeye hazırız. Yine TOKİ'den devredilmeyen arazilerimiz var. TOKİ'yle beraber müşterek olup imar planını beraber yaptığımız arsanın tapusunu vermiyorlar. Mukavele yaptık. Protokol imzaladık. Vermiyorlar. Mahkemeye verdik. Mahkeme yoluyla almaya çalışıyoruz. Bunu da takas yapalım Sayın Bakan. Yine Mersin'de bir taşınmazımız var. O da İçişleri Bakanlığı tarafından kullanılıyor. 220 milyon lira. Sayın Bakan bu yük bütün belediyelere yıkılıyor. Sadece Ankara Büyükşehir'in ya da CHP'li belediyelerin değil. Sizler yıllardır SGK primlerinin faizlerini sildiniz, yapılandırma yaptınız. Şimdi de yapmanız gereken şey bu... Buradan Sayın Bakan'a sesleniyorum; eğer çok zor durumdaysanız faizleri silin bankadan kredi çekip defaten 1.5 ya da 1.7 milyarın tamamını ödeyeceğim. Çünkü bütün belediyelerin sorunu aynı. Bu yapılandırmayı yapmak zorundasınız. Zaten SGK ile bizim şirketlerimiz sürekli olarak görüşmelerini sürdürmekte."

Kaynak: anka