Babası ve iki kardeşi eski AKP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın akrabaları tarafından öldürülen Yeşil Sol Parti Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar, annesiyle birlikte Şanlıurfa’da başlattıkları adalet nöbetini Ankara’da devam ettireceklerini açıkladı. Şenyaşar, “Adil bir yaşam için yetkililerden adalet talep ediyoruz. Adalet Bakanlığı’na gideceğiz. Yılmaz Tunç’a haklı talebimizi iletip, adaletin sağlanacağına dair bize söz verirse Adalet Bakanlığı’ndan ayrılıp geleceğiz. Adalet sağlanmadığı takdirde adalet mücadelemizi Ankara’da sürdüreceğiz” dedi.

Babası ve iki kardeşi 2018’de yapılan milletvekili seçiminden 10 gün önce dönemin AKP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın akrabaları tarafından öldürülen Ferit Şenyaşar, annesi Emine Şenyaşar ile birlikte bugün TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Yeşil Sol Parti milletvekilleri de "Adalet" yazılı dövizlerle katıldı.

Ferit Şenyaşar, annesi Emine Şenyaşar’la birlikte Şanlıurfa Adalet Sarayı önünde 5 yıl önce başlattıkları adalet nöbetini Ankara'daki Adalet Bakanlığı önünde devam edeceklerini belirterek şunları söyledi:

“5 YILDIR DİNMEYEN ACI: 5 yıldır dinmeyen acı, 5 yıldır akan gözyaşları, 5 yıldır devam eden zulüm, 5 yıldır gelmeyen adalet… İki evladı ve eşi hastanede gözleri önünde katledilen, bir çocuğu da 5 yıldır üstünlerin talimatıyla tutuklu bulunan anne, adalet için bugün Ankara’da. 68 yaşına rağmen 846 gün Urfa Adliyesi önünde adalet nöbeti tuttu. Tek talebi, adaletin sağlanması, yetkililerin onu duymasıydı. Ama adalet sağlayıcılar, annenin bu çığlığını, feryadını görmezden geldi.

KARDEŞİMİN OTOPSİ RAPORUNDA VÜCUDUNDA 17 MERMİ ÇIKIYOR: 2018 seçim öncesi Suruç’tayız. Şu an partisinin içinde bile istenmeyen, iş yerimize geliyor; yanında 50 silahlı kişi, ailesiyle beraber iş yerimize giriyor ve iş yerinin güvenlik kamerası görüntülerinde milletvekilinin abisi, açık bir şekilde silahını çıkarıp iş yerimize saldırıyor. Asıl katliam, asıl insanlık suçu, Suruç Devlet Hastanesi’nin içinde meydana geliyor. Burada, iş yerinde 3 el ateşle yaralı olarak hastaneye kaldırılan kardeşimin otopsi raporunda vücudunda 17 mermi çıkıyor. Diğer abim, aynı şekilde defalarca bıçakla, ateşli silahla hastanenin içerisine katlediliyor. Olayı duyan babam da annemle birlikte hastaneye geliyor. Hastane içinde babama saldırıyor. Babamın otopsi raporunda ateşli silah yarası yok. Tamamıyla hastane içinde linç ederek, yangın tüpüyle, serum tutacağıyla katlediliyor.

HASTANENİN İÇERİSİNDE 27 TANE UZUN NAMLULU MERMİ KOVANI BULUNUYOR: Dosyaya baktığımızda, hastanenin içerisinde 27 tane uzun namlulu mermi kovanı bulunuyor. Hastanenin müşahede odasında 31 adet duvara isabet etmiş mermi izi var. Hastane içinde bu katliamı yapan, azlettiren herkes, arkasındaki silahlı güçle elini kolunu sallayarak hastaneden ayrılıyor ve orada güvenliği sağlamaktan yükümlü olan kolluk da herhangi bir müdahalede bulunmuyor. Çünkü orada milletvekili var. ‘Bunların hepsi teröristtir. Siz müdahale ederseniz sizi öldürürüz’ şeklinde tehditte bulunuyor. Bu sözler bir doktorun sözleridir, dosyada ismi geçiyor. Hiç kimse tutuklanmadan, gözaltına alınmadan hastaneden ayrılıyorlar. Bu haksızlığa, hukuksuzluğa karşı bir anne, adalet mücadelesi başlattı. Urfa’da görüştüğümüz bütün yetkililer, ‘Haklısınız, elimizden bir şey gelmiyor’ diyor. Buna Urfa Valisi, Cumhuriyet Başsavcısı da dahil. Aradan 5 yıl geçti, kardeşimiz hâlâ üstünlerin talimatıyla tutuklu. Azmettiren hâlâ tutuklanmış değil.

MİLLETVEKİLİNİN AKRABASI ‘KİMSE CANLI ÇIKMAYACAK’ TALİMATI VERİYOR: Sağlık çalışanlarının ifadesine baktığımızda; sağlık çalışanı, kendisine bıçak çekildiğini söylemiş, ‘Hastalara müdahale etmemiz engellendi’ diyor. Hastane çalışanı acil doktoru, kendisinin darp edildiğini söylüyor. Milletvekilinin akrabası ‘Hastane içerisinde kimse canlı çıkmayacak’ talimatını veriyor. Bu talimatı verenler bugün hâlâ yargılanmış değildir. Saldırıyı engellemeye çalışan bir askerin de olayda burnu kırılmış. Uzman çavuş, ifadesinde, ambulanslara saldırıldığını, ambulans şoförlerinin rehin alındığını söylüyor. Türkiye bir hukuk devletidir, değil mi? İlçe emniyet müdürü, polislere taş ve sopalarla saldırdıklarını söylüyor.

MÜCADELEMİZİ ANKARA’DA SÜRDÜRECEĞİZ: Annenin adalet mücadelesini Ankara’ya taşımamızdaki amacımız devletin herhangi bir kurumunu karalamak, itibarsızlaştırmak değildir. Amacımız; adil bir yaşam için yetkililerden adalet talep ediyoruz. Adalet Bakanlığı’na gideceğiz. Yılmaz Tunç’a haklı talebimizi iletip, adaletin sağlanacağına dair bize söz verirse Adalet Bakanlığı’ndan ayrılıp geleceğiz. Annem, Ankara’da çok fazla kalmak istemiyor. Hem dizlerinden hem gözlerinden ameliyat olacak. Aynı zamanda psikolojik tedavi de görüyor. Adalet gelmeden tedavi sürecini kabul etmiyor. Anne, ‘Adalet gelmeden evime gitmeyeceğim’ diyor. Adalet sağlanmadığı takdirde adalet mücadelemizi Ankara’da sürdüreceğiz. Beş yıllık haksızlık ve adaletsizliğe rağmen adalet ve hukuk devletine olan inancımızı, umudumuz kaybetmedik. Hukuk sınırları içerisinde mücadelemizi sürdüreceğiz.”

ANKA

Kaynak: anka