HABER: ESRA TOKAT

85 milyon kişinin kimlik bilgileri çalındı! Bakandan açıklama geldi 85 milyon kişinin kimlik bilgileri çalındı! Bakandan açıklama geldi

(ANKARA) – Sinan Ateş davasında savunma yapan Ülkü Ocakları eski Genel Merkez Yöneticisi Tolgahan Demirbaş'ın avukatı, "Müvekkilim olayın herhangi bir yerinde ne azmettirici ne de yardım edendir. Olayın en başından itibaren dosyada gizlilik olmasına rağmen müvekkilimin sosyal medyadan yargılanması yapılmıştır. Bugün sadece maktul Sinan Ateş’in faillerinin yargılanması değil 18 aydır masumiyet karinesinin ihlal edildiği müvekkilimin de hakkının arandığı yerdeyiz" ifadelerini kullandı.

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş, Ankara’nın Çukurambar semtinde, 30 Aralık 2022’de, bir aracın arkasına saklanan tetikçi Eray Özyağcı tarafından silahla öldürülmüştü. Ateş’in öldürülmesine ilişkin açılan davanın duruşmaları, 1 Temmuz’da Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam ediyor.

Duruşmaya verilen kısa aranın ardından CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP mileltvekilleri Mahmut Tanal ve Sibe Suiçmez takip etmek için hazır bulundu. Duruşmada Sinan Ateş'e yönelik “toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçuna yardımdan azmettirici olarak yargılanan Ülkü Ocakları Genel Merkez Yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın avukatı Murat Ofli, “Müvekkilim olayın herhangi bir yerinde ne azmettirici ne de yardım edendir. Olayın en başından itibaren dosyada gizlilik olmasına rağmen müvekkilimin sosyal medyadan yargılanması yapılmıştır. Bugün sadece maktul Sinan Ateş’in faillerinin yargılanması değil 18 aydır masumiyet karinesinin ihlal edildiği müvekkilimin de hakkının arandığı yerdeyiz'' diyerek savunmasına başladı.

“Tolgahan Demirbaş’ın konum atmasının olayla bir ilgisi yoktur”

İddianamenin hatalı olduğunu ileri süren avukat Ofli, şunları söyledi:

“Dosyada azmettirici olduğuna dair somut bir delil yok. Buna rağmen müvekkilim 18 aydır tutukludur. Tolgahan Demirbaş’ın konum atmasının olayla bir ilgisi yoktur. Zaten Eray’ın ve Vedat’ın konumları müvekkilimin attığı konumla yanı değildir. Eray Özyağcı’nın bindiği aracın şoförü sabitken hatalı ve eksik araştırılan PTS kayıtlarında hatalı değerlendirmeler yapılmıştır. Dosyadaki araç müvekkilimin aracı değildir. Vedat’ın inip Eray’ın araca bindiği saatte benim müvekkilim Gökçehöyük’te bulunan bahçededir. Bahçede çalışan Afgan çalışanlarca bu doğrulanmaktadır ancak bunlar dosyaya kazandırılmamıştır. Biz bunların da dosyaya eklenmesini istiyoruz.''

Mustafa Ensar Aykal ile Tolgahan Demirbaş’ın telefon görüşmesi hakkında da savunma yapan avukat Ofli, şöyle devam etti:

''Söz konusu bilirkişi raporu hatalıdır. Bu raporda mahkeme gibi yargılama yapılmıştır. Bu bilirkişi raporunun da yeniden alınmasını talep ediyoruz.

''8 ay öncesine ait yazışmalar görüşmeler olaya bağlanmıştır''

Dosya kapsamından anlaşılacağı üzerine de müvekkilim olayı planlayan failleri tanımamakta ve hiçbir iletişimi de bulunmamaktadır. Bu yargılamada suçlu ve suçsuzun ayırt edilmesi gerekmektedir. Azmettirme iddiası dayanıksızdır. Bu iddianın soyut olduğu dosyaya bakınca da anlaşılmaktadır. 8 ay öncesine ait yazışmalar görüşmeler olaya bağlanmıştır. Müvekkilim Tolgahan Demirbaş’ın aracında parmak izi araştırması yapılmış ancak bu dosyaya girmemiştir. Aracını yıkamadığı tespit edilmiş ancak bu da dosyaya girmemiştir Müvekkilimin aleyhinde olan deliller dosyaya konulmuş ama lehte olanlar dinlenilmemiştir. Bahçedeki çobanın, yatılı bulunan Afganların, Çorbacı Mülayim’in yeniden dinlenmesini istiyoruz. 18 aydır tutuklu bulunan müvekkilimin tahliye edilmesini talep ediyorum.''

Sanık Tolgahan Demirbaş’ın bir diğer avukatı Elif Beyza Aykut, ''Eksik araştırma yapıldığı için üzerinde suç şüphesi bırakılmıştır. Sanık Eray Özyağcı ile benim müvekkilimin bulunduğu konum farklıdır” açıklamasını yaptı.

"Bu dosya ciddi manada toplum baskısı altında"

Tutuklu sanık Zekeriya Asarkaya’nın avukatı Doğan Delice, “Müvekkilimin beyanlarını dosyadaki tüm deliller doğrulamaktadır. Kendisi 70 yaşındadır. Sosyal statü ile birlikte aldatılmaya en müsait kişidir. Kendisi yalnızca Hakan Saraç ile bir dönem cezaevinde kaldığı için arkadaşlarını evinde misafir etmiştir. Müvekkilimin kesinlikle suç işleme niyeti bulunmamaktadır. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum” diye konuştu.

Delice’nin ardından tutuklu sanık Hakan Saraç’ın avukatı Kemal Memiş, “Benim müvekkilim bilmeden, herhangi bir kastı olmadan cezaevi arkadaşı Suat Kurt’un onun da cezaevi arkadaşı Doğukan Çep’in yoğun baskısı doğrultusunda istemeden böyle büyük bir olayın içine girmiştir. Bu dosya hukuki boyutundan çok artık siyasileştirilmiş ve ciddi manada toplum baskısı altında süren bir sürecin girdabı içinde sürüklenmektedir” ifadesini kullandı.

''Avukat görüşme kabinlerinin dahi dinleniyor olması bizde büyük bir endişe yaratmakta''

Müvekkili ve kendisinin uzunca bir süre neyle suçlandığını bilmediğinin altını çizen avukat Memiş, “Avukat görüşme kabinlerinin dahi dinleniyor olması bizde büyük bir endişe yaratmaktadır. Bu boyutta bir dosya farklı mecralara taşınarak bizim dahi hedef göstermemizle karşı karşıya kalıyoruz. Maalesef bu tür davalar Türkiye’de yıllardır olan türden davalardır. Ancak bir Türkiye Cumhuriyet vatandaşı olarak siyasi kimliğine bakılmadan herkes için çalışmaların yapılmasını temenni ederdik. Hukuk yerini bulsun, adalet yerini bulsun, gerekirse kıyamet kopsun'' diye konuştu.

"Maktulün kimliği normal bir vatandaş olsaydı bu kadar baskı olmayacaktı"

''Bu dosyaya dair ciddi bir önyargı söz konusu” diyen avukat Memiş, şu iddialarda bulundu:

“Maktulün kimliği normal bir vatandaş olsaydı elbet bu kadar baskı olmayacaktı. Ancak dosyanın içindeki küçük bir vatandaşın da haksızlığa uğramasını kabul edecek değiliz. Müvekkilim dosyada ismi geçen sadece 3 şahısla irtibatı, telefon görüşmesi var olay öncesinde. Hakan’ın iyi niyeti suiistimal edilmiştir.

Mevcut deliller çerçevesinde müvekkilim hakkında kolektif bir suç şüphesinin olmadığı yönünde karar verilmesini talep ediyoruz. Delilleri karartmak gibi bir niyeti de yok. Cezaevinde kaldığı süreci de değerlendirerek ciddi sağlık sorunları da olduğu için uygun görülecek olan adli kontrol çerçevesi içinde tahliyesini talep ediyoruz."

"Müvekkilim özel harekat polisi olduğu için diğer sanıklardan farklı olarak çırılçığlak soyulmuş ve işkenceye uğramıştır"

Tutuklu sanık özel harekat polisi Aşkın Mert Gelenbey'in avukatı Alp Kemal Gözel, "Müvekkilimin evine tabırı caizse dalınıyor ve hiçbir arama kararı gösterilmiyor. Burada elde edilen verilere göre de sorular soruluyor. Ancak bu işlemin hukuka aykırı olduğu ve hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan delillerin sanık lehine esas alınmayacağını belirtiyoruz. Müvekkilim özel harekat polisi olduğu için diğer sanıklardan farklı olarak çırılçığlak soyulmuş ve işkenceye uğramıştır" iddiasını öne sürdü.

"Müvekkillerimizin beyanlarının doğru alındığından da emin değiliz"

Müvekkilinin amacının abisini ziyaret etmek ve bir ''kaçamak'' yapıp İstanbul'a geri dönmek olduğunu dile getiren avukat Gözel, "Müvekkillerimizin beyanlarının doğru alındığından da emin değiliz. Ayrıca dün 'pavyonda 1 saat mi eğlenilir bunun için mi geldiniz?' diye soruldu. Gelinir efendim, neden gelinmesin? Ayrıca silah kullanmayı öğrettiği iddia ediliyor müvekkilim hakkında. Ben bunu da kabul etmiyorum. Ayrıca müvekkilim kastedilen toprak yoldan de geçmiyor. GPS nereye yönlendirirse oraya gidiyor" dedi ve savunmasına şöyle devam etti:

"Müvekkilimin tutukluluk süresi artık bir tedbir olmaktan çıkmış ve ceza haline gelmiştir. Müvekkilimin bu kadar uzun süre tutuklu kalması hukuksuzdur. Makul sürede yargılama yapılmaması halinde herkes serbest bırakılma hakkına sahiptir.  Müvekkilimin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını ve yapılacak yargılama sonucunda da beraatini talep ediyorum."

Duruşmaya saat 13.45'e kadar ara verildi.

 

Kaynak: anka