Sinan Ateş, Ankara’nın Çukurambar semtinde, 30 Aralık 2022’de, bir aracın arkasına saklanan tetikçi Eray Özyağcı tarafından silahla öldürülmüştü. Ateş’in öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye başladı.

Eray Özyağcı savcılık ifadesi değiştirdi, "Doğukan Çep’i korumak için, satmamak için öyle konuştum" dedi

Duruşmada katılma taleplerinin alınmasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi. İlk olarak tutuklu sanıklardan Sinan Ateş'e yönelik “toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Özel Harekat Polisleri tutuklu sanıklar Murat Can Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey eskortluğunda Ankara’ya gelen tetikçi Eray Özyağcı konuştu. Özyağcı, “Benim Ankara’ya gitmem lazım’ dedim Doğukan Çep’e. Bana araba ayarladı. Doğukan Çep’in azmettirici olduğunu saklamak için başlangıçta farklı ifade verdim sanki ben planlamışım sadece gibi, onu korumak satmamak için” dedi.

"Ben sadece ayaklarına ateş ettim, kaçarken ‘reisi vurduk’ seslerini duydum"

Sinan Ateş’e yönelik saldırıyı Doğukan Çep ile birlikte planladıklarını ve Doğukan Çep’in anlaşmazlık nedeniyle kendisini Sinan Ateş’i vurmak için Ankara’ya gönderdiğini açıklayan ve savcılık ifadesini değiştiren Çep, “Aşkın beni aradı ve ‘acilen İstanbul’a gitmem lazım, işim çıktı’ dedi. Ben Suat abiden haber almadım. Doğukan’dan haber aldım bana Sinan Ateş’in yanında iki kişi olduğunu söyledi ve bana ‘Ayaklarından vur sadece Sinan Ateş’in, Diğerleriyle uğraşma’ dedi. Ben sadece ayaklarına ateş ettim. Ben kaçarken Sinan Ateş’in yanındakiler bana ateş etti. Ben de onlara. Ben kaçarken ‘Reisi vurduk, reisi vurduk’ diye sesler geldiğini işittim. Sonrasında motora bindik ve Gölbaşı’na doğru gittik. Ardından beni Doğukan aradı ve ‘Sinan Ateş ölmüş, ben sana demedim mi ayaklarından vur’ dedi. Ben de ‘Vallahi ben sadece ayaklarına ateş ettim’ dedim.” iddiasında bulundu. Özyağcı, şu savunmayı yaptı:

"Savcı Durmuş Ali Kaya ‘Devlet Bey’den emir aldıysan söyle’ dedi bana"

“Beni Yunan askerleri yakaladı. Bana ‘Türk müsün diye sordular ve dövdüler sonra attılar. Ardından da Türk askerlerini gördüm kaçmadım. Emniyete geldiğim ilk andan itibaren de baskı başladı bana. İşkence yapmadılar ama baskı yaptılar. Savcı Dursun Ali Kaya ‘bu davanın siyasi olduğunu düşünüyoruz. Devlet Bey’den emir aldıysan söyle.

"Savcı Durdu Özer ‘MHP’li iki ismi ver yeter’ dedi"

Durdu Özer ise ‘MHP’li iki ismi ver yeter. Biz seni koruruz’ dedi. Ben de ‘Ne yaptığınızı anlamıyorum, buna alet olmam. Ben suç işlemiş bir insan olabilirim ama karaktersiz değilim. Tanımadığım insanlara iftira atmam. Bana araç fotoğrafları gösterdiler, insan fotoğrafları gösterdiler, Hiçbirini tanımıyordum. Bana ‘ölümden korkmuyor musun? Seçimden sonra her şey değişecek. Sana en yüksek cezayı yazacağım’ dedi. Ben Doğukan Çep’in has kardeşiyim. Benim abim Doğukan Çep’in Sinan Ateş ile yaşadığı sorunlar nedeniyle ayaklarına sıkmak istedim. O ne dediyse onu yaptım. Tahliye talebim yok.”

“Ben bu davanın baş aktörüyüm, azmettiricisiyim ifade vermek istiyorum” diyerek söz alan Doğukan Çep’e Mahkeme Başkanı, ''Sıran gelince ifade vereceksin'' dedi.

BALKAYA İFADEYİ REDDETTİ

Tutuklu sanıklardan Sinan Ateş'e yönelik “toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Vedat Balkaya, Doğukan Çep’in kendisinin bir alacağının olduğunu ve bunu da Eray Özyağcı'nın tahsis edeceğini belirtti ve "Doğukan Çep, ‘benim Ankara’da bir alacağım var, Eray tashih edecek. Gidişine araç ayarladım dönüşüne ayarlamadım. Eray’ı sen götürür müsün?' diye sordu. Sabah saat 06.00 sularında Ankara’ya vardım. Doğukan’ı aradım Eray’ın konumunu istedim. Konuma gittim. Bir sonraki gün Eray’a gitmiyor muyuz diye sordum. ‘Yok haber bekliyoruz’ dedi. Ben de bir arkadaşımla görüşmeye gittim” dedi.

Balkaya, Özyağcı'nın kendisine Sinan Ateş'le olan husumeti nedeniyle Ankara'ya gitmeleri gerektiğini söylediğini ileri sürdüğü ifadesini reddetti ve bunun polislerce yazıldığını iddia etti.  Balkaya, “Emniyet’te bizi çırılçıplak soyup damacana suyla işkencede bulundular. Benim ağzımdan çıkmayan onlarca söz var ifademde. Bana polisler işkence etti Kocaeli’de. Aynı işkence Ankara’da da devam etti. Beni kandırdılar. Yaptıkları iyiliğin altında kalmamak için arkadaşça düşünceyle yardım ettim alacak verecek meselesi için. Ben burada birinin vurulacağını bilmiyordum. Beni buraya kandırarak getirdiler, türlü türlü işlere alet ettiler. Ben suç işlemedim. Benim uyuşturucu kullandığım yazılmış bu tamamen polisin yazdığı bir şey.” savunmasını yaptı.

İletişim'den 'mimik' iddiasına açıklık İletişim'den 'mimik' iddiasına açıklık

Duruşmaya saat 11.20'ye kadar ara verildi. Mahkeme Başkanı, ''Ara sırasında dışarda taşkınlık çıkarmayın'' uyarısında bulundu.

Kaynak: anka