Eskişehir Alpagut ve Atalan’a yapılmak istenen altın gümüş madeni ile ilgili açıklama yapan Sol Parti Eskişehir İl Sözcüsü Hüseyin Öztürk, Erzincan İliç’teki patlamayı örnek göstererek, “Eğer bu bölgede madene izin verirsek çocuklarımızdan torunlarımıza kadar ödeyeceğimiz bedel çok ağır olacaktır” dedi.

Sol Parti Eskişehir İl Sözcüsü Hüseyin Öztürk, Alpagut ve Atalan Mahallelerine yapılmak istenen altın gümüş madeni ile ilgili açıklama yaptı. Siyanürün doğaya zarar vereceğini söyleyen Öztürk, “Bir sabah uyandık ki AKP’nin türedi şirketlerinden Cengiz Holdinge bağlı bir şirketin Eskişehir Tepebaşı Atalan ve Mihalgazi Alpagut mahallelerinde siyanürlü altın madeni çıkaracağını öğrendik. Bizler altın madeninin ne demek olduğunu yıllar önce Bergama’dan başlayarak Kaz Dağları’na ve kısa bir önce felaket yaşadığımız İliç madenlerine kadar açılan yüzlerce, binlerce madenden biliyoruz dedi.

“Siyanür demek çölleşmiş topraklar, kirlenmiş sular demek”

Hüseyin Öztürk konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

Eski tip ehliyetler için yenileme süresi uzatıldı Eski tip ehliyetler için yenileme süresi uzatıldı

“Siyanürlü altın madeni demek; 1 kilo altın için coğrafyanın değişmesi demek, derelerimizin, yer altı sularımızın, akarsularımızın, ağaçlarımızın, tüm canlıların katledilmesi kısaca yaşamın yok edilmesi demektir. Maden sahası demek; bu ülkenin dağlarını derelerini masallardaki canavarlar gibi yiyip tüketen, ülke ekonomisine 5 kuruşluk katkısı olmayan, vergi ödemeyen şirketlerin kârlarına kâr katması demektir. Siyanür demek; sadece bugün değil, çocuklarımıza, torunlarımıza kadar uzanacak çölleşmiş topraklar, kirlenmiş akarsular, tükenmiş yeraltı suları, hastalık demektir.

“Eskişehir çok büyük zarar görecektir”

Söz konusu altın ve gümüş madenlerinin çıkarılacağı bölge Sakarya Havzası olup; doğal güzelliğinin dışında, Iğdır’dan sonra Türkiye’deki ikinci mikro klima olma özelliği olan ve yılda iki hatta dört ürünün alındığı; seralarıyla, sebze bahçeleriyle ünlü Sakar domatesinin yetiştirildiği, ülkemizin narenciye ve sebze ihtiyacının yüzde 20’sinin yetiştirildiği sebze-meyve deposudur. Ayrıca; proje sahasında 28 endemik bitki türü, 61 omurgalı tür ve 128 kuş türü bulunmaktadır. Proje sahası birinci arkeolojik sit alanına 220 metre mesafededir. Sakarya Nehrine karışan siyanürlü atıklar nedeniyle çevre iller (Bilecik, Sakarya gibi) yerleşim yerleri de uzun vadede zarar görecektir. Nihayetinde gözbebeğimiz, yaşadığımız kentimiz Eskişehir çok büyük zarar görecektir. Eğer bu bölgede madene izin verirsek çocuklarımızdan torunlarımıza kadar ödeyeceğimiz bedel çok ağır olacaktır.

“Eskişehir’in her yeri maden sahası olacaktır”

Eskişehir’in yer üstü zenginlikleri çıkarılacak birkaç ton altından kat kat daha değerlidir. Vatanseverlik, millilik, yerlilik hamasi laflarını dillerinden düşürmeyen AKP-MHP iktidarının 22 yılda ülkemize kazandırdığı tek şey, uluslararası tekellere ve yerli işbirlikçilerine ülkemizin değerlerini talan etme imkanıdır. Eskişehir’deki siyanürlü maden sahası da bunun bir parçası ve devamıdır. Eğer Alpagut ve Atalan’daki siyanürlü madene izin verirsek bunun devamı gelecek ve Eskişehir’in her yanı maden sahası olacaktır.

“Siyanürlü altın madenine izin vermeyeceğiz”

Eskişehir halkının bu yok oluş, talan ve ölüm faaliyetine izin vermeyeceği inancımızla; örgütlü olarak bu talana karşı mücadele etmek tek çaremizdir. SOL Parti olarak topraklarımızın talan edilmesine, yok edilmesine karşı yapılacak bu mücadelede tüm olanaklarıyla var olacağız ve direneceğiz! Alpagut ve Atalan’da siyanürlü altın madenine izin vermeyeceğiz.”

Kaynak: anka